0

Meclis'teydik.

Ak Parti Grup Toplantısı'na katıldık.

Reis "küresel zalimlere" rest çekerken muhteşemdi.,

Özgüvenimiz tazelendi.

O kısımları manşet haberimizde ayrıntısıyla verdik.

Burada ele alacağımız…

"İçe dönük" uyarılar.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, tutum ve davranışları ile AK Parti'ye, dolayısıyla bu ülkeye büyük zararlar veren "teşkilat mensuplarına" çok sert uyarılarda bulundu.

"Ayağınızı denk alın, bardak taşıyor!" kıvamında nefis uyarılar.

Efendim…

Tabanda sıkıntı yok.

Recep Tayyip Erdoğan'la kader birliği yapan milyonlarca "gariban vatan evladı" üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptı bugüne kadar.

15 Temmuz Destanı'nın "ateşi" bir yıl sonra da "alev alev" yanıyordu, bunu gördük.

"Sokaktaki" vatandaşta sıkıntı yok.

Sıkıntı, "üstlere" çıkıldıkça gösteriyor kendisini.

"Menfaat kapışmalarının" olmadığı mekanlarda, memleket meselelerini konuşuluyor; Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde yedi düvele karşı verilen savaştan kaçmanın "ihanet" anlamına geleceği vurgulanıyor.

Ben, aşağı yukarı 30 yıldır bu insanlarla beraberim.

Recep Tayyip Erdoğan'a gönül veren vefakar cefakar insanımız, ilk günkü ruhla devam ediyor yoluna.

Kitle partisi olmanın güzelliklerinin yanı sıra sıkıntıları da var.

AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan'ın davasına gönül verenlerin yanı sıra, sırf "kişisel menfaat" beklentisiyle "saf değiştirenlerin" de mekanı oldu.

Bu böyledir, kitle partilerinde.

Dolar'ın bol olduğu, yabancı sermayenin oluk oluk aktığı, AK Parti Teşkilatı'nın "metal yorgunluğu"nun etkisine girmediği, FETÖ belasının da "ayaklanma" emrini henüz almadığı günlerde…

Rahatsızlıklar gün yüzüne çıkmıyordu.

Hani, sigaranın zararlı etkileri "gençlik" yıllarından çok "ilerleyen yaşlarda" ortaya çıkar ya…

AK Parti iktidarda 10 yılı devirdiğinde, arızalar kendisini göstermeye başladı.

AK Parti iktidarı boyunca birçok alanda büyük yatırımlar yapıldıysa da, "ruh" biraz ihmale geldi.

Gerçek dava adamları ihmal edildi, bunların yerlerini "Erdoğan Ruhu"na uzak bir takım sıkıntılı tipler aldı.

Recep Tayyip Erdoğan karizmasının müthiş ağırlığı sayesinde seçimler kazanıldı ama…

Genel seçimlerde ve özellikle de yerel seçimlerde şunu gördük ki, vatandaş "aday"lara filan değil, neredeyse sadece Recep Tayyip Erdoğan'a oy veriyor.

Birçok belediye alındıysa, bu Recep Tayyip Erdoğan'ın milletimizin ekseriyetini peşinden sürükleyecek bir karizmaya sahip olmasındandır.

Başka bir "Lider"in partisinden aday olsa "yüzde 5" oy alamayacak durumdaki nice "AK Partili" belediye başkanının seçim kazandığını gördük.

7 HAZİRAN'A DİKKAT!

Böyle, böyle geldik, 7 Haziran'a.

Ak Parti 7 Haziran'da ilk defa "tek başına iktidar çoğunluğu"nu kaybetti.

O gün…

Bir karar vermek gerekiyordu…

Ya koalisyon yapılacak ve Türkiye'nin o eski karanlık günlere dönmesine razı olunacaktı…

Ya da, "Tekrar Seçim"le vaziyet düzeltilecekti.

O günlerde bendeniz, ısrarla "tekrar seçim" dedim.

AK Parti'deki niceleri CHP'ye göz kırptı.

Bunları hep beraber yaşadık; kim, neredeydi hepsini biliyoruz.

Ak Parti'de siyaset yapanlardan bazıları, 7 Haziran sonuçlarını "Reis'ten kurtulmak" (!) için bir fırsat olarak gördüler.

O günlerde bendenize de nice "etkide" bulunmak isteyenler oldu koalisyona destek olmam için…

"Asla" dedim.

"Bu bir paralel devlet projesidir. Asla kabul edilemez!"

Sonra…

Vatandaş "AK Parti'yi uyardık ama uyarının dozu biraz fazla kaçtı, şimdi ekonomi ne olacak?" dedi.

Reis bastırdı.

1 Kasım'da vaziyet kurtarıldı.

Şimdi…

Bocalama var.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı ile bir polis şefi arasındaki kavganın arka planını büyük ölçüde biliyoruz.

Bu basit bir "siyasetçi, bürokrat kavgası" değil.

Kavganın AK Parti içinde tarafları var ve o taraflar hayli zamandır birbirlerini yiyorlar.

Bu Ordu'ya has bir durum da değil.

Hemen her ilde sıkıntı var.

Fitne kazanı kaynıyor, "yönetimler" birbirlerinin kuyusunu kazıyor.

Son beş yıldır özellikle de son iki yıldır AK Parti'deki rahatsızlıklara dikkat çekmeye çalışıyorum.

Bunu yaparken de, isimlere girmemeye, sadece "mesajlarımı" vermeye, "uyarmaya" gayret ediyorum.

AK Parti düşürse, dünya mazlumları çok şey kaybeder.

Ülke çok şey kaybeder.

AK Parti düşerse…

Ben bir gazeteci olarak mesleğimi çok daha etkin bir şekilde icra edebilirim ama ülke kaybettikten sonra, ben ne olmuşum, bana ne!..

Onun için…

Yıllardır "uyarıyoruz."

Bu uyarılarımızın dozunu iyice arttırdığımız…

Bundan dolayı da AK Parti"yi bir "kişisel menfaat kapısı" olarak görmeye alışmış çevrelerin tepkilerine hedef olduğumuz bir süreçte…

Bu Grup Toplantısı çok iyi geldi.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dünkü Grup Toplantısı'nda "Teşkilata", "Kimi belediye başkanlarına" öyle net uyarılarda bulundu ki…

Tekrar tekrar okumakta fayda var:

"AK Parti olarak bizim kendimizi yenilememiz gerekiyor. Önce şu hareketin, kendi içinde birbirini sevmesi gerekir. Bize ne oluyor ki kendi içimizde birbirimize karşı çalım atıyoruz. Elinden dilinden emin olunan insanlar olmadıkça biz gerçek Müslüman olamayız, bunun idraki içinde olmalıyız. Son günlerde 'cihat cihat' diye bir şeyler geçiyor. Cihat elinde silahla dolaşmak değildir. Cihat nefisle mücadeledir. Nefisle mücadele edebiliyorsak, işte cihat odur…2019'da ancak bu şekilde arzu ettiğimiz başarılara ulaşabiliriz. Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum, kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar. Yanlışa tahammülümüz yok, 2019 bir kırılma noktasıdır."

Bunları söyleyen Sayın Cumhurbaşkanı "Belediye Başkanları"nın altını özellikle çizerek sert uyarılarda bulundu.

"Metal yorgunluğunu aşamazsak yolun sonuna geldik demektir! Bunları aşacağımıza yürekten inanıyorum" dedi.

Evet…

2019…

Kimse, "Reis bu işi nasılsa yine halleder!" diye düşünmesin.

Bu sefer çok çok zor olacak.

O güne kadar "dökülenlerin" olacağını görüyorum.

Terk etmeye hazırlananları görüyorum!..

Reis önderliğindeki AK Parti yönetimi, faydadan çok zarar getirenleri tasfiye ederken, partinin "hasar görmemesi" için kılı kırk bin yaracaktır elbette.

Çok zor bir süreçten geçiyoruz.

Yedi düvel birleşmiş, içeride de büyük sorunlar var…

Aşabilir miyiz?..

Allah'ın izniyle…

Aşabiliriz, eğer "hasbi"lerin sesi kısılmaz…

Gayret kıvrak figürler atan "hesabi"ler yine öne çıkmazsa!..

Allah bu ülkeye ve Lider'i Recep Tayyip Erdoğan'a kolaylıklar versin.

Amin.