Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
34.95
Gram Altın
2425.61
BIST 100
10724.16
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Ağustos 2023

Neo-Hanefiler

Çağları aşan bir şahsiyet İmam Ebu Hanife. Yüzlerce fıkhi mezhep içinden günümüze ulaşan dört kuvvetli damarın en güçlüsünün kurucusu, zalim, sapkın, katil Emevilere karşı direnişin temsilcisi, ticarette ahlakın zirvesi, ilimdeyse İslam eğitim tarihi açısından metodun parlak tacı bir kahraman.

Yolundan zerre dönmediği için alçakça işkencelerle, zalimlere karşı desteklediği, yönetimi ele alınca daha şedit zalimlere dönüşen cehennem odunlarınca şehit edilen zirve bir kahraman.

Sadece yönetimden değil, devrinde ve kendisinden sonra yaşayan bugün adını bir çok islami ilimde zirveye yazdırmış kahramanlardan da çok çekti. Ne kafirliği kaldı, ne zındıklığı, münafıklığı, günahkarlığı...

Fakat asırlar birbirini kovaladıkça ardında bıraktığı, 36 kişilik müctehid şurası ile Aristo okulu tarzında çalışıp, herkesin ortak katkısı ile ortaya çıkarılan 83 bin fetvası onun nasıl büyük bir alim olduğunu ispatladı ve güneşin balçıkla sıvanmayacağını bir kez daha ortaya tüm İslam alemini aydınlatmak suretiyle gösterdi.

Diğer büyük mezhep imamlarından farklı olarak sadece olmuş olaylar için değil, gelecekte vuku bulması ihtimali olan olaylar için de inanılmaz bir tempoyla çalıştı. İlim halkasındaki öğrencilerine de her meselenin hallinde sonuna kadar fikirlerini paylaşacakları bir sistem kurarak fetvaların ortaya çıkmasını sağladı. Öyle ki mezhep daha sonra Şura Mezhebi olarak da anıldı.

O gün İslam alimlerince kıyasıya eleştirildiği metodları bugün adeta İslam fıkhının olmazsa olmazları haline geldi. Hasılı fıkıh ilminin babası oldu ve İmam-ı Azam olarak anıldı.

Bu müthiş insanın hayatını kaçımız araştırdı bilmiyorum. Geçen haftalardaki bir yazımda ifade ettiğim üzere Yüce Kitabımız'ı bile ancak %5'imiz mealen okumuşuz. Ebu Hanife deyince aklımıza fıkıh, ondan da muhtemelen abdest, namaz, oruç gibi ibadetlere ilişkin her sene Ramazan ayında yapılan programları şenlendiren en basit sorular ve cevapları geliyordur.

Halbuki İmam-ı Azam siyasetten, kelam ilmine, ticaretten, eğitim sistemine kadar bir çok alanda İslam dünyasına muazzam dersler veren bir büyük insandı.

Özellikle de iktisadi faaliyetleri düzenleyen ticari meselelerde çok önde bir zihne sahipti. Onun tedrisatından geçen ve ilminin meyvesi olan büyük hanefi imamlarının eserlerinden İmam-ı Azam'ın bu alandaki hakimiyetini görmek mümkün.

Fakat nedense o yüzyıllardan bu yana her meselin halli için bu eserlerin şerhinin şerhinin şerhi ile karşılaşıp duruyoruz. Yeni bir şeyler üreten, yeni bir söz söyleyen olmadığı gibi kimse imam gibi dönemin üstünlerinden bir şura da kuramıyor.

Hüküm verme konusunda gerek İslam dünyasının o günkü ve sonra gelecek nesillerinin büyük isimlerinin her türlü ağır ithamlarına, gerekse Emevi ve Abbasilerin zulümlerine rağmen İslam'ın yolunu aydınlatma hususunda, araştırılırsa görüleceği üzere son derece devrimci ve cesur olan bir imamın takipçileri olan bizlerse bırakın Şura kurmayı, Tv'lerde izlediğimiz üzere bir masada 1 saat kavga etmeden oturmayı başaramıyoruz bile... Nerede kaldı 83 bin fetva verecek kadar kardeşlik hukuku ile yıllarca birlikte çalışmak...

Hasılı biz hanefiler pek de mezhebimizin imamına benzemiyoruz gibi geliyor bana...

Benzeseydik tüm dünyayı avucunun içine alan ekonomi ve dolayısıyla para-finans konusunda hüküm çıkarma, çağı anlama ve çağın ötesinde bir anlayışla hem mücadele etme hem de İslam dünyasına örnek olma husunda çok yol almıştık.

Bu işi oturup düşünmeli, ekonomiden siyasete, edebiyattan sanata kadar her alanda Şura ile karar alabilen, çağı anlayan, okuyan ve hakikatlerin üzerine giden müctehidler yetiştirmeli ve onlarla şerhin şerhinin şerhine hapsolmuş zihinler yerine tüm kaynaklardan faydalanıp bize yeni bir gökkubbe inşaa edecek devinimler oluşturmalıyız.

Hasılı bizim İmam-ı Azam'ı gerçek manasıyla tanıyıp onun yolunda onun gibi yürüyecek bir nesle, moda tabirle de Neo-Hanefiler' e ihtiyacımıza var!

 
TDV kurban
Advertisement