Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2437.55
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Aralık 2022

Sosyal İftira Meydanı

Eskiden “Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu” şeklinde bir ata sözü vardı. Şimdi bunu “Sosyal medya çıktı, insanlık bozuldu” diye uyarlamak, yanlış olmasa gerek. Çünkü bu sosyal medya sadece mertliği değil, güzel ahlaka dair ne varsa, adeta hepsini paspas yapmış durumdadır. Edep, haya, ar, namus, saygı, sevgi, şefkat, merhamet, fazilet, erdem, tevazu, hoşgörü, kısaca insan fıtratına ait her güzel davranışı tersine çevirmiş durumdadır. Eğer önlem alınmaz da bu süratle devam ederse, insanlık kendi mezarını kazmış demektir. Ancak insanlığın hepsi birden imha olduğundan, ölüsünü gömecek kimse de bulunmayacaktır.

Evet, bilgisayar, akıllı telefon vs. teknolojik cihazlar, haddi zatında büyük bir nimet ve imkan da olabilir. Ancak bunların kumandası, insanlık fıtratını kaybetmemiş, yaratanına kul olmayı varlık sebebi bilen kimselerin elinde olursa, o zaman bu teknoloji, insani değerlerin ihyasında istihdam edilir. Ancak ne yazık ki, halen gidişat tam tersine gitmektedir. İleride insani değerleri hatta İslami değerleri ilke edinenler, boşluğu kapatıp tüm bu imkanları yeniden insani değerlerin hizmetine alabilir mi? Bunun için çok ciddi gayret ve çabaya ihtiyaç var.

Sosyal medya ağlarının sebep olduğu sosyal felaketler, sayılamayacak kadar çoktur. Sadece insanlığı “a-sosyal” hale getirmesi bile tek başına bir felakettir. Ancak ta bebeklikten sosyal medyaya bağımlı hale getiren nesillerin, düştükleri girdabı görmeleri mümkün değildir. Zira bataklıkta doğup büyüyen canlı, hayatı bataklıktan ibaret görmeye devam edecektir. Eski nesle mensup olan yaşlı ve orta yaşlı olanlar, bu tehlikenin farkındadır ama onlar da yeni nesli bu bataklıktan çekip almanın formülünü bilemiyorlar.

Sosyal medyanın zararlarını bir yazıya sığdırmak mümkün değildir. bu sebeple biz son güncel iftara hakkında bir şeyler söyleyelim. Refik gazetemiz Akit, 9.12.2022 tarihli haberinde konuyu şöyle özetlemektedir:

“Birgün komplosunu kimin hazırladığı belli oldu! İşte o karanlık el

Birgün gazetesi geçtiğimiz gün, 6 yaşındaki bir çocuğun evlendiğini iddia ederek bir yalana daha imza atmış, hafızlığa geçiş aşamasında çekilen fotoğrafı düğün fotoğrafı olarak servis etti. Birgün'e CHP'nin yayın organı Halk TV'de çomak tutarken İslam ve Müslüman düşmanları saldırıya geçti. Arpalarını Batı'dan alan Halk TV ve Birgün'ün akıl hocaları ise İngiliz BBC çıktı.

Birgün gazetesi, İsmail ağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.yi 6 yaşında evlendirdiği iftirasını attı. Birgün'e CHP'nin yayın organı Halk TV'de çanak tutarken İslam ve Müslüman düşmanları saldırıya geçti. "Kahrolsun şeriat" sözleri ile Allah'ın dinine savaş açan çevreler hemen "Tarikat ve Cemaatler Kapatılsın" şeklinde etiket açtı. Bu kalleş saldırılar; iftiranın organize bir şekilde yapıldığını gözler önüne serdi.”

Bu iftira İslam düşmanlarının ilk saldırıları olmadığı gibi son da olmayacaktır. Ancak işin garip tarafı, kimi Müslümanların, konuyu yeterince araştırmadan geçekmiş gibi kabul ederek linç girişimlerine yardımcı olmalarıdır. Halbuki Allah (cc) ta 14 asır öncesinden bizi uyararak şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler, eğer bir fasık, (harama ve yalana meyilli şahıslar, oluşumlar ve yayın organları) size (kızdırıp kışkırtıcı veya oyalayıp aldatıcı) bir haber getirip (verirse), onu ’etraflıca araştırın’ (her anlatılana hemen inanıp kanmayın). Yoksa bilmeden (ve yanlış yönlendirme sonucu), bir kavme (ve kesime) kötülükle sataşıp (haklarına tecavüz etmiş duruma düşersiniz) de ardından bu işlediklerinize pişman oluverirsiniz.” (Hucurât 49/6)

İşin daha üzücü yanı ise, Müslümanların oylarıyla bir yerlere gelen kimi siyasilerin de bu İslam düşmanlarının yalan ve iftiralarına teşne olmalarıdır. Bu kısır düşünceler nedeniyle daha önce LGBT belasını “kadına şiddeti engelleme” ambalajında sunmuşlar, İstanbul sözleşmesini dayatmışlardı. Onun tahribatı nice canları yıkıp nice ailelere ateş düşürdükten sonra ancak farkına varılıp İstanbul sözleşmesinden çekildik. Tabi İstanbul sözleşmesine matuf çıkarılan 6284 sayılı kanun, hala demoklesin kılıcı misali ensemizde sallanmaya devam ediyor, bu ayrı bir felaket. Sokak hayvanları adeta katliam yapıyor, ama 3-5 sözüm ona “hayvan sever” görüntülü müptezel, çıkıp bu konuyu kitlemeğe devam ediyor.

Aynı karanlık odakların sinsi tuzaklarıyla, daha önce Nureddin Yıldız, İhsan Şenocak Hoca Efendiler ve Abdurrahman Dilipak gibi bir münevver, linçe uğratıldı. Aynı çevreler defalarca diyanete de salvolar yaptılar. Mehmet Görmez Hoca Efendinin başkanlığı zamanında DİB fetva sitesini muvakkaten kapatmak zorunda kaldı. Şimdi, tamamen uydurma bir iftira ile tüm tarikat ve cemaatlere salvolar yapan ve aslında İslam ve Müslümanlara saldırı yapan bu karanlık odakların dişleri sökülmese, bunlar daha çok kimseleri ısırmaya devam edeceklerdir. Şimdi kamuoyunun beklediği şey, emniyet, hukuk ve diğer ilgili birimlerin bu iftiracılar hakkında gerekeni yapmalarıdır.