Hafta sonu yolumuzu Hece Yayınlarına uğrattık. Ömer Faruk Ergezen ağabeyi epeydir görmüyordum. Hem hasret giderelim hem de yeni çıkan kitaplar hakkında hasbihal edelim istedim.

Ömer Faruk ağabey her zamanki babacanlığı ve misafirperverliği ile bendenizi karşıladı ve ağırladı. Hoşbeşten sonra söz Hece Yayınlarının yeni projesi olan Genç Hece serisine geldi. Serinin sekizinci kitabı olan Nuray Alper’in “Zamanda Bir Pusula”sı hakkında Milat Gazetesindeki köşemde bir yazı yazdığımı söyleyince çok memnun oldu ve yazıyı okudu.

Sırada serinin diğer kitapları olduğunu, onları da fırsat buldukça okuyup tanıyacağımı söyledim.

Ömer Faruk ağabey bu seriyi başlatmalarının gerekçelerini anlattı. Hep “gençlik nereye gidiyor, gençliğin hali ne olacak?” diye hayıflanıldığını ama gençlik için kimsenin kılını kıpırdatmadığını gördükçe kahrolduğunu dile getirdi. İşte Hece Yayınları olarak biz hiç olmazsa üzerimize düşeni yapalım diye yola çıktıklarını ve bu kitapların bu amaçla hayat bulduğunu anlattı.

Aslında atılan bu küçük adım tıpkı tarlaya saçılan bir avuç tohum gibi zamanı gelince neşvünema bulacak önemli bir adımdı. Hani deriz ya başlamak bitirmenin yarısıdır diye. İşte bu kitaplar bu başlangıcın birer kilometre taşı gibi… Özellikle geçen ki yazımda da belirttiğim gibi Nuray Alper’in gençlere doğrudan hitap eden denemeleri, sohbetleri bu satırları okuyan gençler için bir pusula olacaktır.

Tabi bu arada şunu da vurgulamak gerekir ki Hece Yayınları bunu yaparken her zaman olduğu gibi titiz ve seçici davranıyor.  Zira seçici kurul “başlamak bitirmenin yarısıysa, yanlış başlamak hatanın tamamıdır” bilincinde hareket ediyor. Kitaplar satır satır okunuyor, mercek altına alınıyor, inceleniyor. Uygun bulunduğu takdirde yayınlanıyor.

Serinin ilk kitabı olan değerli öğretmenimiz Emrah Kanlıkama’nın CeSuMa’sı da gençliğin buhranlı hayatına tutulan bir ayna gibi…

Obsesif kompulsif bozukluğunun dışavurumlarından bir tanesi olarak insanların adının ve soyadının ilk hecelerini birleştirerek onları kodlama alışkanlığı olan kahramanımız CeSuMa bir lise öğrencisi. Hem de sivri dilli, insanları çizdiği eskizlerle anında karikatürize etme becerisine sahip. CeSuMa, adını AySiMa diye kodladığı ikizi olan liseli bir kız ama ana- baba ayrı yaşadığı için kardeşiyle çok da irtibatı olmayan birisi. Burası hikâyenin asıl omurgası…

CeSuMa aynı zamanda insanlara dokunmaktan ve kendisine dokunulmasından hoşlanmayan birisi. Bu ve benzeri sorunları için psikolog desteği alıyor. Bu gibi korkuları nihayetinde onu hayali bir korkuluk ile arkadaş ediyor. Barış Manço’ya benzettiği bu korkuluğun adı da BaMan… Kitabın arka kapak yazısında bu mesele şu şekilde izah edilmiş.

Cesuma’nın sürükleyici ve gerilimli bir hikâyesi var. Bu yüzden kitabı bir an önce okumak istiyor insan.

“Korkularımızla yüzleşmek her zaman korkutucu olmayabilir. Hele ki korkularımız sevimli bir korkuluk kılığında karşımıza çıkarsa. Hüzünlü bir ayrılıkla başlayan ve korkuluk BaMan’ın dostluğuyla neşeli kavuşmalara uzanan bir hikâye bu. CeSuMa ve BaMan’ın sıra dışı sırdaşlık hikâyesi. Kara kalemlerin, eskizlerin, karların ve buğulu camların üzerine çizilen hayallerin eşlik ettiği hikâyede CeSuMa korkularını yenerken BaMan’la da vedalaşmak zorunda kalacak.

Peki ya siz, kazanmak için kaybetmeyi göze alır mıydınız?”

Hikâyenin sonunda CeSuMa, bu korkularını yendiği gibi hayatının eksik parçalarını da bir şekilde birleştirmeyi başarıyor.

Kitap aslında gençlere hayatın ne kadar değerli olduğunu, aile bütünlüğünün önemini, mutluluğun aslında farkında olmadığımız çok küçük ayrıntılarda gizli olduğunu vurgulayarak onların anlam dünyasında yepyeni bir farkındalık penceresi açmayı hedeflemiş.

128 sahifelik kitabın gençleri cezbedecek bir kapağı var. Bir eskiz gibi çizilen ancak renklendirilmiş kapak resminde bir kum saati, kuru kafa, kalemler ve kuru bir çınar yaprağı bulunuyor. Kapak tasarımı www.sarakusta.com adresi verilmiş. Kitaptaki eskiz çizimleri Bahar Kuruşçu yapmış. Kitabın editörlüğünü Sema Bayar, tashihini Aslıhan Keleş Kurtoğlu, son okumasını ise İbrahim Demirci üstlenmiş.

Roman tadında güzel ve çarpıcı bir hikâye okumak isteyen gençlere CeSuMa’yı okumalarını tavsiye ediyoruz. Zira bu hikâyede mutlaka kendi hayatlarından izler bulacaklardır…

Hece Yayınları kadim kültür ve medeniyetimiz adına nitelikli eserler üretmeye devam ediyor. Bunu yaparken sadece ticari de düşünmüyor. Genç Hece serisinde olduğu gibi topluma karşı sorumluluklarının da bilinciyle hareket etmeyi de ihmal etmiyor. İnşallah Ömer Faruk ağabeyin içinde ukde olarak kalan çocuklara yönelik yayınlar da en kısa zamanda hayat bulur. Bir kez daha Ömer Faruk Ergezen ağabey ve bu serinin çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Emrah Kanlıkama hocamızı da bu güzel eser için tebrik ediyor, kendisinden yeni eserler beklediğimizi de hassaten belirtmek istiyorum.