Ey Birleşik Arap Emirlikleri idarecileri! Trump için kızlarınızın saçlarını savurdunuz. Acaba onlar sizin için samimi bir şekilde kılını bile kıpırdatırlar mıydı? Hayır, asla! Size ne oldu? Nelerinizi kaybettiniz de bu hallere düştünüz? Niçin o kadınların saçlarını Trump'ın önünde savurdunuz, yelpaze gibi kullandınız? Sizde de cahiliye dönemi kokusu var…
Ecdadınızın imanının, küfür karşısındaki duruş ve haysiyetinin sizde hiç mi izi kalmadı?
Ey kadınlarının saçlarını Trump'ın önünde savuran Birleşik Arap Emirlikleri yöneticileri! Nelerinizin savrulduğunun farkında değilsiniz. İslam'ın bahadır evlatlığı, şecaati, hayası, terbiyesi savrulmuş gitmiş. Bir kâfirin önünde kızlarınızın, kadınlarınızın saçlarını savurtturmanız size ne kazandıracak? Ey Arap liderleri! Koltuklarınıza bu kadar mı düşkünsünüz? Saltanatlarınıza bu kadar mı meraklısınız? Hiç ölmeyecek misiniz? Ebedi mi kalacaksınız? Ebedi kalacaksanız neden bir deyyusun önünde bu kadar ezilip, İslam’ın izzetine zarar veriyor ve neden kadınlarınızın saçlarını savurtarak dans ettiriyorsunuz? Ebedi kalmayacağınızı biliyorsunuz, değil mi? Makamınızın, tahtınızın altınızdan gideceği korkusuyla ödünüz kopuyor. Bu yüzden Trump'ın önünde kadınlarınızın saçlarını savurtturarak dans ettirdiniz, "saç dansı" yaptırdınız, yelpaze yaptırdınız. Ve Trump'a milyarlar verip, sanki elini ayağını öpercesine gönderdiniz.
Şimdi acaba aynı bu coşkuyu, enerjiyi Gazze'de neden gösteremiyorsunuz? Neden gidip gece Yahudi'ye karşı silahınızı, yumruğunuzu, başınızı sallamıyorsunuz? Neden gidip Siyonist İsrail'den hesap soramıyorsunuz? Neden gidip mazlumları zulümden kurtaramıyorsunuz? Neden gidip paramparça olmuş çocukların intikamını alamıyorsunuz?
Sizler bütün değerlerinizi savurmuşsunuz. Sadece saçlarınız değil, her şeyiniz savrulmuş: İnancınız, ahlakınız, erkekliğiniz, iradeniz... Her şeyiniz savrulmuş. Sizden ne devlet adamı olur, ne idareci olunur, ne kendi eşlerinize koca olunur, ne evlatlarınıza baba olunur, ne de vatandaşınıza yönetici olunur. Sizler ancak cehennemde savrula savrula, cehennem azabı içerisinde pişmanlık duyduğunuzda Gazzeli çocukların yürekleri soğur.
Ey Arap liderleri! Korkunuzdan mı Amerika'nın her dediğini yapıyor, İsrail'e caydırıcı bir güç olamıyor, hesap soramıyorsunuz? Tüm bu korkularınıza rağmen, koltuklarınız ve tahtlarınız bir gün altınızdan kayıp gidecek. Bir gün toprağın altına gireceksiniz, saltanatınız ise işe yaramayacak! Bari Gazze'deki mazlumların hesabını sorarak gitseydiniz! Allah'ın huzuruna çıktığınızda, elinizden kayıp gitmiş saltanatınızı göstererek, "Yarabbi, biz senin huzuruna kaybettiğimiz saltanat ve makamlarla geldik, ama onların yerine; mazlum Gazze'li çocukların sesini işitmiş olarak geldik. Mazlumlara yardıma koşmuş olarak, bütün dünya nimetlerini ve makamlarını ellerimizin tersiyle itmiş olarak ve katil Siyonist İsrail'den hesap sormuş olarak geldik deseydiniz; neyi kaybederdiniz ve ne kazanırdınız? Kaybettiğiniz şeylere bedel, belki binler, yüz binler kazançla ahiret yurdunda saadete erişecektiniz. Şimdi korksanız da, makamlarınıza, koltuklarınıza, saltanatlarınıza sıkı sıkıya sarılmış olsanız da; en fazla ne kadar yaşayacaksınız? Hadi 200 sene mi, 300 sene mi? Neticesinde toprağın altına gireceksiniz. Peki, o tarafa gidildiği zaman, mahşerde önünüze çıkacak Gazze’li bebekler ve çocuklar sizden hesap sorduğu zaman, yüzünüze tükürürcesine baktığı zaman; orada, bütün insanlığın önünde, 124.000 peygamberin önünde mahcup olmayacak mısınız? O çocukların yüzüne nasıl bakacaksınız? Siz çok şey kaybettiniz, kaybettiniz ve kaybetmeye devam edeceksiniz. Ama Allah şahit olsun ki, biz sizin kaybetmenizi istemiyoruz. Biz sizin makamınızı da, saltanatınızı da düşünüyoruz. Hatta eşlerinizin, kızlarınızın saçının bir teline zarar gelmemesini istiyoruz. Kardeşlerimizin saçlarının namahrem kâfirin önünde savrulmasını; rezil olmanızı istemiyoruz. Bu durum vicdanımıza dokundu.
O koltuklarda, o saltanatta; haysiyetinizle, vicdanınızla, yiğitliğinizle; Hamzalara, Alilere, Ömerlere layık evlatlar gibi oturun ki, biz de size imrenerek bakalım.
O milyarları Trump'a verip kâfirlere akıtmak yerine, onların daha çok yiyip daha çok kudurmasına vesile olmak yerine; o milyarlarla siz bugüne kadar çoktan İsrail'i yok edebilirdiniz! Kendiniz mi korkuyorsunuz? O zaman imanlı cesurların önünü açıp, arka olup yine hesap sorardınız! Ama siz o milyarları, o petrolü; Allah'a sövene, peygambere sövene akıtıyorsunuz!
Ey Arap liderleri! Yarın Allah'ın huzuruna çıktığınızda karılarınızın saçlarını bir kâfirin önünde savurttuğunuz, kafire milyarlar akıtıp, zulüm gören Gazzeli ve Doğu Türkistanlı Müslüman’a sahip çıkmadığınız için takdir ve iltifat görmeyip dehşetle tart edileceksiniz!