Malatya denince aklıma Darende, Darende denince de Somuncu Baba gelir. İlk ziyaretimde oranın manevi havası beni o kadar etkilemişti ki anlatamam. Somuncu Baba külliyesi, dağların içinde saklı bir cennet gibiydi adeta. Bu yüzden bu güzel mekânı birkaç kere ziyaret etmişliğim vardır. Hakeza hem Bursa’daki hem de Aksaray’daki Somuncu Baba makamlarını da aynı ilgi, sevgi ile ziyaret ettim.

Somuncu Baba’nın menkıbeleri gönül dünyamızı tezyin ederken onun yolunun müdavimleri hem bu yolun öğretilerini hem de Hazret’in hatıralarını yaşatıyorlar. Gönül coğrafyamızın kutup yıldızlarında olan bu mühim şahsiyetleri biz de gelecek nesillere tanıtmakla mükellefiz. İnsanlığın; çağın seküler cereyanları ile köklerinden koparıldığı, inançsızlık labirentlerinde yollarını kaybettiği ve tam anlamıyla bir boşluğa savrulduğu bu dönemde böyle önemli şahsiyetleri örnek alarak bu anafordan kurtulmak gerekir. Zira bu insanların yaşadığı dönemler de kolay zamanlar değildi.

Somuncu Baba gibi gönül erleri bu toprakların bir Türk-İslam yurdu olmasında en büyük paya sahiptirler. Bu insanlar bu toprakları iman ile, aşk ile yoğurarak bizlere emanet ettiler. Onlar bu vatanın en zor dönemlerinde birlik ve beraberliğimizi tesis etmek için kendilerini seferber ettiler. Somuncu Baba gibi şahsiyetleri gelecek nesillere tanıtmada izlenecek yollar; onlar hakkında kitaplar yazmak, hayatlarını belgesel filmlerle ekranlara taşımak ve onlar hakkında çizgi filimler yaparak çocuklarımız ile tanıştırmaktır.

Kıymetli yazar ve şairimiz Nilüfer Zontul Aktaş da bir Darendeli olarak bu sorumluluğun bilinci ile çocuklara yönelik olarak yazdığı “Sırrın Ardındaki Cevher” kitabı Eylül ayında okurla buluşmuş. Tulu Kitap yayınları arasında çıkan 86 sahifelik kitabı Ramazan Kaya resimlemiş.

Kitapta kahramanımız İnci ve ailesi başta olmak üzere arkadaş çevresi ile birlikte Darende sokaklarından başlayarak hem zamanda hem de mekânda Somuncu Baba’nın izlerini sürüyoruz. Kurgulanan bir hikâye çerçevesinde merak ve heyecan unsurlarını diri tutan yazar, kahramanları ile birlikte çocuk okurlarını da bu manevi yolculuğa çıkarmayı amaçlıyor. Başarılı ve tecrübeli bir öğretmen olan yazarımız bu kitapta da mesleğinin incelikleri doğrultusunda hikâyesini oluşturmuş.

Hikâye kahramanlarımız İnci ve arkadaşları Somuncu Baba’nın gerçek hayat hikayesini cami imamı Ahmet Hoca’dan öğrendikten sonra bu hikâyeden kendilerine pay çıkararak bir tür sosyal sorumluluk üstlenmeye başlıyorlar. Ellerindeki kıt imkanlarla mahalle fırınından çıkan ekmekleri yaşlıların evlerine kadar götürmeye başlıyorlar. Ancak eski bisikletlerinin sürekli zincir atarak arıza veriyor. Onların bu gayretinden etkilenen Hasan Amca çocuklara bir sürpriz yapıyor ve onlara bir bisiklet hediye ediyor.

Kitabın en belirgin özelliklerinden birisi satır aralarında çocuklara verilen ince mesajlardır. Örneğin çocuklara zaman yönetimi hakkında verilen mesaj şöyle:

“Sevgili gençler! Somuncu Baba zamanı da çok iyi kullanırdı. Zaman yönetimini bilen insanlar huzur içinde yaşar, her şeye yetişirler.” (s.55)

Bu mesaj çocuklara planlı ve disiplinli yaşamayı öğütlüyor. Hayattaki başarının sırrı zamanı iyi kullanmaktan ve planlı bir hayat disiplininden geçer. Bu alışkanlık ise çocuklukta edinilmelidir. Planlı bir hayat için en büyük yardımcımız ise aslında çok da ihmal edilen veya belki de kasıtlı olarak hayatımızdan çıkarılmak istenen günlük ibadetlerimizdir. Yaratıcımıza kulluğumuzun bir ifadesi olarak kılınan beş vakit namaz kişiye aynı zamanda bir vakit planlaması yaptırmaktadır.

İyiliğin önemi de kitabın verdiği temel mesajlardan birisidir.

“Unutmayın evlatlarım! Her iyilik bir kapı açar; her paylaşım, kalplerimizi birbirine yakınlaştırır.” (s.54)

Yapılan işlerde devamlılık vurgusu da bir diğer önemli noktadır:

“Unutmamak ve unutulmamak için tekrar gerekir yavrum. Gönül bağı görünmez ip gibidir. Beklemeye alırsan çürüyüp kopabilir. Ama sen onun incelmesine izin vermezsen hep seninle kalır.” (s.55)

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama gerisini siz okurlarımıza bırakıyorum.

Nilüfer Zontul Aktaş, kendisini çocuklara hasretmiş bir yazarımız. Yazdığı kitapların çoğunu çocuk kitapları oluşturmakta. Daha önce de bahsettiğim gibi yazarın çocuklarla irtibat kurmasındaki, onların ilgisini çekmesindeki, gönüllerine kolayca girmesindeki en büyük etken öğretmen olması ve mesleğini severek icra etmesidir.

Yazarımıza yayın hayatında başarılar diliyorum.